Svaneti Mestia

Kafkasya’nın Masal Ülkesi : SVANETİ

O adı ilk duyuş…

Yorucu ve uzun bir yolculuğun ardından 3 kişi sığıştığımız daracık bir çadırın içinde, etraftaki dağları döven rüzgarın uğultusunda dinlenmeye çalışıyorduk. Sovyet rejiminin yıkılmasından yıllar sonra kaotik bir sosyal yapı, kuralsız bir ülke ve bolca tehlikeli insanla yüzleşerek kendimizi Kafkasya’da Prometheus’un zincirlendiği dağın dibinde bulmuştuk. Ne macera… Neyse ki kendimizi her zaman en rahat hissettiğimiz yere kapağı atmıştık artık. Dağlardaydık. Fakat sezonun biraz dışında gelmenin bedelini ödüyorduk. Serüven dolu yolculuk yetmemiş gibi günlerce bu kampa çıkmak için kötü hava koşullarının geçmesini havayı beklemiş, nihayet yüksek kampa ulaşmış, devam eden kötü havada her sabah tırmanış için bir umutla kalkıp yeniden sıcak uyku tulumlarına giriyorduk. Havanın bir kuşun kanat çırpışı hızında açıp tekrar kapandığı anlarda etraftaki dağlara göz gezdiriyordum. Sınırlı ve yetersiz kaynaklardan edinebildiğimiz bilgiler ışığında baktığımız yerlerin hangi dağlık yöreler olduğunu anlamaya çalışıyordum ve çatlayacak kadar merak ediyordum. Ah şimdi bu bölgeyi bilen birileri olsaydı yanımızda da bu açlığımıza bir çare olsaydı diye diliyordum içimden. Oysa etrafta günlerdir omuz omuza vermiş bizlerden başka hiç kimse yoktu. Günlerdir kimseyi görmeden bu terk edilmiş vadilerde vakit geçiriyorduk. Derken… uyur uyanık bir biçimde çadırımızda dinlenirken dışarıdan sesler geldi. Hemen kulak kesildik, tedirgin bir biçimde kafamızı çadırdan dışarıya uzattık. En az bizim kadar deli yürek oldukları üzerlerindeki yetersiz kıyafetlerden belli olan üç kişi kampa doğru çıkıyordu. Heyecanla dışarı çıkıp gelenleri sıcak içeceklerle karşıladık. İstediğim olmuştu, buraları bilen kişiler gelmişti. Kısa bir tanışma ve hoşbeşin ardından heyecanla sordum,
‘’Şu sizin muhteşem Ushba Dağını görmek istesek, nereye gitmemiz gerekiyor ‘’
İşte o an yıllarca hasret ve merakla görmeyi bekleyeceğim bölgenin adı dökülüverdi ağızlarından
‘’ SVANETİ ! ‘’
Bu bölgenin Gürcistan’ın en güzel dağlık bölgesi olduğunu fakat bu günlerde ziyaret etmek için hiç de tekin bir yer olmadığını anlattıklarında hayallerimizi süresiz erteledik.

Svaneti’de trekking turlarına başladık…

Sonra Gürcistan’ı defalarca ziyaret ettim. Her defasında büyülenerek geri döndüm. Fakat belki de tek görmek istediğim yere bir türlü yolumu düşüremiyordum. Yıllar geçtikçe ülkenin büyük değişimini, Saakaşvili’nin gül devriminin ardından tüm yaşananları izliyor, ülkenin turizm atağını sıklıkla ve düzenli takip ediyordum. Artık günü gelmişti. Nihayet çok kısa bir gezi olarak planlanan bir seyahatte iki dostumla birlikte Svaneti bölgesine doğru sürdük aracımızı… Maalesef yine kapalı havada birkaç gün merakla baktık, etraftaki güzel coğrafya da kendini açık etmemek için nazlandıkça nazlandı. Fakat bu ziyaretin ardından peşini bırakmadık bu güzelliğin ve nihayet bölgeyi öğrenip harika trekking ( doğa yürüyüşleri) turları düzenlemeye başladık. Adını ilk duyuşumun ardından 10 yıldan fazla zaman geçmişti.
Bugün, ülke 2000 li yılların başındakinden tamamen farklı, turizm hizmetleri eksikliklerine rağmen katbekat daha iyi. Bense Gürcistan’ın bu muhteşem bölgesini yepyeni ziyaretçilere tanıtıyorum. Her yeni tur, her yeni ziyaret yepyeni bir keşif tadı bırakıyor bu bölgede. Öylesine güzel ki…
Sert mizaçlı Kafkasya dağ halklarından biri olan Svanların ana yurdu Svaneti, Kafkasya için söylenen ‘’ Tanrıların kendine ayırdığı topraklar ‘’ sözünün hakkını veriyor .
Svan Halkı bu güzel topraklara derin bir sevgi ile bağlı. Dünyanın başka hiçbir köşesinde gözleri yok. Memleketleri ile öylesine bir gurur duyuyorlar ki adeta yalnızca Svaneti’de ölebilmek için doğuyorlar. Yıllarca dağlar arasındaki derin vadilerdeki köylerinde kalmışlar. Sarp ve çetin ülkelerinde bu hapisliği de gönülden tercih etmişler. Ancak coğrafyanın çetin şartları, ana yurda bu çılgınca sadakat ve kaynakların zorluğu gibi etkiler çelik gibi sertleştirmiş onları. Düğünlerinde eğlenmek için dinledikleri müzikleri bile savaş marşları gibi geliyor kulağa. Devlet ve otoriteye hep sınırlı bir biçimde bağlanmış, merkezi yönetime “–mış gibi” sırt dayamış, kendi kendilerine yetmişler. Kendi kurallarını, ürettikleri kültürü ve töreyi önlerine gelen anayasaları teferruat sayarak yüzyıllarca korumuşlar. Sülale klanları halinde bu vahşi coğrafyada köyler kurmuş, kimileriyle iyi geçinmiş, kimileriyle düşmanlık etmişler. Bazen bu ilişkiler öyle sertleşmiş ki, her eve kan davalılarından korunmak, vadileri gözetlemek, haber iletmek için yapıldığı rivayet edilen devasa kuleler inşa etmişler. Bu gün bu köyleri masalsı bir görüntüye kavuşturan Svan Kulelerinin yüzlercesi hala ayakta duruyor.
Yemyeşil çiçekli yamaçların altında Svan Kuleleriyle bezeli köyleri, hemen her yürüyüş rotasını çepeçevre saran yüksek ve buzlu dağların görkemli manzarası yanı başımızdaki Svaneti bölgesini ‘’yaşamboyu gidilecek yerler listesi’’ne almamız için oldukça geçerli sebepler. Dünyanın çok az noktasında bu denli büyük buzullar alçak irtifalarda manzarayı süsler. Dağlarda vadilere buzullardan akan derelerin bereketi Svaneti’nin her köşesinde hissedilir. Bir de bu doğal güzelliğe yerleşik kültürün folklorik öğelerini, Gürcülerin dünyaca ünlü mutfak lezzetlerini, köklü şarap ve likör kültürünü ekleyin. Özetle Svaneti’de yapılan haftalık bir trekking turu her açıdan son derece doyurucu. Bu nefis tatile merak duyanlar için Kafkasya’nın bu masal ülkesi köşesini görmek için on yıldan fazla beklemeye artık gerek kalmaması çok sevindirici. Bense her gidişimde onsuz geçirdiğim yılların hakkını fazlasıyla veriyorum. Masal gibi kal güzel Svaneti…
Ercan Selim KOLBAKIR
MONTIS Trips & Expeditions, 20 Ekim 2017

Yorum Bırak

× Whatsapp İletişim Hattı